Kızına karaciğer nakli yapılan emekli din adamı Keser: Sağlığınız için vasiyet edin, organlarınızı bağışlayın
Muğla’da yaşayan 56 yaşındaki emekli din görevlisi Vedat Keser, 1994 yılından bu yana karaciğer hastalığıyla mücadele ediyordu. Kızı Ayşe Rümeysa Keser’den alınan karaciğer dokusuyla yeniden dünyaya gelen baba Keser, ” İnsanlar devlet yaşasın diye yaşıyorlar, insanlarımız tereddüt etmesin, organlarını bağışlasın, henüz sağlıklıyken çocuklarına vasiyet etsinler, gücü yetenler organlarını bağışlasın, bu gerçekten çok önemli. ” .
Askerlik görevi sırasında baygınlık geçirdikten sonra karaciğerinde sorun yaşadığını doktorlardan öğrenen Vedat Keser, 2023 yılına kadar hastalığının halsizlik, kolay yorulma gibi belirtilerini yaşadı. Son dönemde artan ve tedavi için İstanbul’a gelen hasta, İSÜ Liv Hospital Bahçeşehir’de muayene edildi. Yapılan inceleme sonucunda Hepatite bağlı kronik karaciğer yetmezliği olduğu ve laboratuvar değerlerinin ilerlediği belirlendi. Keser’in karaciğer nakline ihtiyaç duyan kızı Rümeysa Keser’in donör olmaya uygun olduğu belirlendi. Ameliyat sırasında kızından babasına karaciğer nakli yapıldı. Artık hayatına normal şekilde devam edebilen Keser, 1 ay içerisinde taburcu edildi.
“2011’DEN BERİ BİLDİRİLEN İLAÇLARI KULLANMAK ZORUNDA KALDIM”
Vedat Keser, “1994 yılında askeri kampta sabah tatbikatında hastalandım. O sırada karaciğer hastası olduğumu öğrendim. Hafif zehirli Hepatit B tanısıyla askerliğimi bitirdim. 2011 yılında yaptırdığım biyopsi sonucu doktor bana raporlu ilaç verdi. 2011 yılından itibaren o ilacı tedavi için bu hastaneye götürdü.” “Geldiğim güne kadar kullandım. Hayatım boyunca hep zayıf kaldım. Böyle olunca bazı işleri doğal olarak yapamıyorsunuz. Karaciğer bölgemde ağrılar oluyordu. Hatta ben görevdeyken bir yıl boyunca Emekliliğimden önce ‘engelli olarak emekli olalım’ dediler ama ben kabul etmedim. O halde acılarımla emeklilik sürem bitene kadar çalıştım” dedi. .
“KIZIMIN KARACİĞERİNİ BAĞIŞLAMAK GÜZEL BİR DUYGU”
Vedat Keser şunları ekledi:
“Kızımın karaciğerini bağışlaması çok güzel bir duygu. Hastaneye geldiğimizde hızla inceleme yapıldı. Kızımın nakile uygun olduğu bilgisini aldık. Ailece çok mutluyduk. Ameliyat olduk. Ameliyat olduk. Şu anda kızımın ve benim durumumuz iyi. Buradan halkımıza bir çağrı yapmak istiyorum. Halk yaşasın ki devlet yaşasın “Halkımız tereddüt etmesin, organlarını bağışlasın. Sağlıklılarsa vasiyette bulunmaları gerekir. Çocuklarına organ bağışı yapabilecek durumda olanların organ bağışlaması gerekmektedir. Bu gerçekten çok değerli.”
“UYUMLU OLDUĞUMU ÖĞRENİNCE ÇOK MUTLU OLDUK”
Keser’in 24 yaşındaki kızı Ayşe Rümeysa Keser, şunları söyledi: “Süreç çok hızlı gelişti. Tedavi için Muğla’dan İstanbul’a geldik. Daha önce farklı bir ameliyat yapmayı düşünüyorduk. Direkt uyumlu olduğumu söylediler. Gittik. 2 gün içinde ameliyata alındık. Çok mutluyduk çünkü kim uyumlu olurdu?” “Beklemek daha zor olurdu. Benim için hiçbir sorun olmayacağından emindim. Bunun üzerine ameliyata girdim. Çabucak iyileştim. Bir hafta içinde taburcu oldum” dedi.
“NORMAL YAŞADIĞINI GÖRDÜĞÜNDE DAHA ÇOK MUTLU OLACAĞIM”
Babasının her zaman yorulduğunu ve çabuk yorulduğunu belirten Ayşe Rümeysa Keser, “Babamın karaciğer hastası olduğunu hayatımız boyunca bilerek yaşadık. Yemek konusunda her zaman çok sıkıntı yaşadı. Her istediğini yiyemiyordu. Bazen ten rengi bile değişti. Gözleri çok sarı oldu. Babamın adına çok sevindim. “Bundan sonra normal hayatına devam ettiğini görünce daha da mutlu olacağım. Süreç boyunca hep babam için endişelendik. Artık çok memnunuz, endişeye gerek yok” dedi.
Nakli İSU Liv Hospital Bahçeşehir Genel Cerrahi Uzmanı ve Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, “Her karaciğer donörünü uygun bulmuyoruz. Genelde donör adayı dediğimiz kan grubu uyumlu kişileri incelediğimizde yarısını ortadan kaldırıyoruz. Ya kapasite olarak ya da kapasite olarak elemiş oluyoruz. damar yapıları.”
“GELİŞMİŞ ÜLKELERDEKİLER GİBİ BEYİN ÖLÜMLERİNİN ORGANLARINI KULLANALIM”
Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, “Organ nakline ihtiyaç duyulduğunda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yoğun bakımlarda beyin ölümü gerçekleşen bireylerin organlarını donör kaynağı olarak kullanmak istiyoruz. Bu durumda; Bunları ihtiyaç sahiplerine organ kaynağı olarak kullanmak istiyoruz. Ancak siroz hızla ilerliyor ve bu da size beklemeye zaman tanımayabilir. Ailede yaşayan bir organizma var.” Donörü olan kişiler varsa ve tıbbi durumları uygunsa vakit kaybetmemek adına nakiller gerçekleştirilmektedir. Vedat Bey de şanslıydı. Kızının donör olması uygun görüldü ve nakil yapıldı. Bu anlamda topluma büyük bir sorumluluk düşmektedir. Misyonumuz hasta numuneleri veya bazı tıbbi bilgiler sağlamaktır. “İnsanlara ışık tutmaktır. Ailemizden biri hastalandığında ya da biz hasta olduğumuzda mesele ‘gidip organ bulalım’ değildir. Sağlıklıyken organ bağışı oranımızı artırmamız lazım.” .
“SALGIN SONRASI ORGAN BAĞIŞI AZALDI”
Türkiye’de organ bağışı sayısının pandemi öncesinde güzel bir ivme kazandığını ancak sonrasında henüz eski oranlara ulaşılmadığını belirten Prof. Dr. Ayhan Dinçkan son olarak şunları söyledi:
“Organ bağışı giderek artıyor. Ancak pandemide birçok faktör etkili oldu. Organ bağışı konusunda yine biraz geriye gittik. Organ bağışının tıbbi süreçleri var, hukuki süreçleri var, etik süreçleri var, sosyal süreçleri var. Tabii bizim durumumuz da bu. İnanç da bu sürece dahildir.Yıllarca emekli din görevlisi olarak ülkemize hizmet eden Vedat Bey bu anlamda topluma örnek teşkil edebilecek hikayelerden biridir.Umarım gerekli ilgiyi gösteririz. ve organ bağışına destek. Tıbbi başarı hikayeleri bitmiyor. Bu tıbbi hikayelerin gerçekleşmesi için hastalarımızın bağışlara ihtiyacı var. Organ bağışı konusunda “Ülkemizi hak ettiği yerlere hep birlikte getirmeliyiz.”